Kaygılarından Kurtul ve Özgür Ol

Benim gibi titiz ve dikkatli bir insansanız, evden çıkarken bir kaç kez gazı, elektrik ocağını ve diğer şeyleri kontrol edip çıkarsınız. Ben de dün eşimle dışarı çıkarken aynı şeyi yaptım.

Eşim ise benim zıttımdır. Pek aldırmaz böyle durumlara. Çıkıp kapıyı kilitledikten sonra ona anahtarını alıp almadığını sordum. O da bulamadığını söyledi. O ana kadar sesi çıkmayan kaygı devreye girdi. "Kesin" dedi "kapının üstünde unuttu anahtarı ve biri aldı". O andan itibaren yoğun bir kaygı yaşamaya başladım. Huzursuzdum ve sürekli senaryolar yazıyordum. "Eve hırsız girdi". "Şu anda her şeyi çalıyor" diye. "Şimdi çalmasa sonra kesin çalacaktı".

Eşime anahtarı kapının üstünde unutup unutmadığını sordum. O "evdedir" dedi. Emin olmaması kaygılarımı ateşliyordu ve her dakika senaryolar geliyordu. İçin için kızıyordum anahtarına neden sahip çıkmaz ki diye. Sonunda misafirliği erken bitirip geri döndüm. Eve vardığımda anahtarı çıkardım ve sonra boş boş etrafıma bakmaya başladım. Cebimdeki eşimin anahtarıydı. Dün onun anahtarlarını alıp çıkmışım ve cebimde unutmuşum.

Kendime şu soruyu sordum kaygılarım beni yerle bir ederken anahtar aslında hep cebimdeydi. Ama ben eşime inanmak yerine kendi düşüncelerime ve kaygılarıma inanmayı seçtim. Kaygılarımın ne kadar aldatıcı ve boş olduğunu gördüm. Kaygılarım derinlerden ve geçmiş tecrübelerimden geliyordu. Onun için onları doğru kabul ediyordum. Fakat kaygılarımla ilgili bugün keşfettiklerim çoğu zaman dikkate almadığım şeylerdi.

Kaygı hiçbir zaman yarının mutsuzluğunu azaltmaz, sadece bugünün mutluluğunu çalar. 

- Leo Buscaglia

İşte keşfettiklerim...

Kaygılarımız,
genellikle doğru değildir. Onlar kaygı ve endişedir. Gerçek dünyaya ait değildir. Onlar korkularımız ve hayatta kalma güdümüzün birer ürünüdür. Felaket senaryosu yazmamızın en büyük nedeni güçlü bir hayatta kalma güdümüzün olmasıdır.

Kaygılarımız,
bizi büyük bir felaketten korumaya çalışır gibidir. Genellikle kontrol edemeyeceğimiz bir şey üzerinden başlar bu duygu durumu. Mesela işteyken ütünün fişini asla kontrol edemezsiniz.

Kaygılarımız,
aslında bize ait değildir. Bu kaygıya ailemizdeki birilerinin huyu olduğunu göreceksiniz. Genellikle bu kişi anne veya babadır. Yine de kaygılarımız yüzünden kimseyi suçlayamayız.
[post_ad]
Kaygılarımız,
düşüncelerimizin bir ürünüdür. Genellikle gelecekle ilgilidir. Anın içinde olmadığımız müddetçe devam eder.

Kaygılarımız,
derinlerde oluşan dalgalardan gelir. Mesela yıllar önce (özellikle çocukken veya gençken) bir haberde elektrik fişlerini çekilmesi gerektiği yoksa kısa devreden yangın çıkacağı haberini izlediniz. Bu haber o an sizi etkilemese bile bir süre sonra fişleri çekmeye başladınız. Kısaca haber kelebeğin kanat çırpışıdır ve sonuçta sizde büyük bir fırtınaya sebep olabilir...

Kaygılarımız ve endişelerimiz ile başa çıkmak için nedenleri bilmemiz gerekir. Yaşadığımız sorunlara objektif yaklaşırsak cevapları daha kısa sürede buluruz. Doğru yaklaşım nedir?
Sorunu bul, analiz et ve çözüm üret!
Bu bilimsel bir yaklaşımdır.

Bilgi erdemdir - Kişisel gelişim sitesi

Endişe, kaygı ve stres zihin gücünüzü tüketir ve ruhunuz ile iletişime geçmenizi engeller. 

- Jilly Johnson

Benzer Konular:

Panikle mücadele için yapmanız gereken 7 şey

Anksiyete kaygı bozukluğu için 5 öneri

Korku ve Endişe Olumlaması ve 3 Adımda Korkularınızdan Kurtulun.