Doktorların Açıklayamadığı 5 Medikal Mucize

Çağımızın hastalığı kanser… Bazı türlerinin çaresi olduğu gibi, bazılarının maalesef yok. Hastalıklara çare bulmak fiziksel olarak açıklanabilen durumlardır. Fakat kimi durumlarda doktorlar bile açıklama yapamaz. Bunun adı mucizedir.

Dünyadan 5 mucize…

1. Kanseri tedavi eden güç

Greg Thomas 54 yaşında Amerikalı biriydi. Kendi halinde yaşayıp giderken baş, boyun ve çene ağrılarından dolayı doktora gitti. Gırtlak kanseri olduğunu öğrendi. Hastalığı o kadar ileri seviyedeydi ki doktorlar ailesine cenaze törenini hazırlamalarını söyledi.

“Bir gün kilisede oturup dua ederken gözüm yapıya takıldı. Bu dünyadan göçmeden önce tanrı için bir şeyler yapmalıyım dedim.”

Kilisenin içini tamir ettirmek isteyen Greg, bu isteğini yetkili kişilere iletti. Tek bir şart karşılığında tüm kiliseyi tamir ettireceğini söyledi: Kilisenin bir anahtarının kendisine verilmesi.

Kemoterapinin üçüncü aşamasında olduğu için doktorları bu kadar sık dışarı çıkmasının iyi olmadığını söylediler. Tedavi yüzünden de yaklaşık 30 kilo vermişti.

Kilise için kendisi çalışmaya başladı. Dekorasyonu, tüm mimari eserleri kendisi düzenliyordu. Böyle geçen günlerin ardından kendini gittikçe daha iyi hissetmeye başladı. Doktorları da olanlara inanamıyordu. “Ne yapıyorsan, yapmaya devam et” dediler.

Tedavinin son aşamalarına geldikleri zaman yapılan testlerde, vücudundaki tümörlerin küçüldüğü görüldü. Tekrar düzgün yemekler yiyecekti Greg Thomas. Tekrar yaşayacaktı…

Beş yıllık iyileşme süreci için Greg şunları söylüyordu “ Bene kiliseyi tedavi ederken, tanrı da beni tedavi etti”.

2. Bir ömür süren rol

Toplumda bilinen adı “sessiz katil”, tıpta verilen adı ise abdominal aortik anevrizma (AAA)…

Karın bölgesindeki aortun aşırı genişlemesi yüzünden vücutta oluşan inanılmaz ağrı ile tarif edilebilir bu hastalık.

Jim Malloy 75 yaşında emekli bir mühendisti. Bir gün Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde denek olmak için gönüllü olmaya karar verdi. Genç öğrencilerin üzerinde deneyler yaparak hastalığının ne olduğunu tahmin etmeye çalışacaklardı, hiçbirinin Jim’in hasta olduğundan haberi yoktu. Jim’in de hasta olduğundan haberi yoktu. Amacı sadece biraz eğlenip vakit geçirmekti.

Ryan Jones adlı 30 yaşında bir tıp öğrencisi kendisine AAA teşhisini koymuştu. Yaşlı adam ışığın şiddetinden rahatsız olduğunu söylüyordu. Aynı zamanda durup dururken mide bölümü ağrıyordu.

Bunun üzerine Ryan, yaşlı adamın midesine orta şiddette bir darbe indirdi. Sanki şoka girmiş gibi iki adım geri çekildi.

“Yaşlı adama teşhis için ufak bir darbe vurmak istemiştim, bu kadar aşırı tepki vereceğini bilmiyordum. Sanırım onda gerçekten AAA hastalığı vardı.” Dedi genç öğrenci.

Ardından test yapmak için harekete geçti fakat yaşlı adam hastalığını kabullenmiyordu. Daha iki hafta önce check-up yaptırdığını ve birşeyinin olmadığını söylüyordu.

En sonunda ultrasona girdiğinde sonuçlar şöyleydi: AAA değerleri limitleri aşıp 6 cm kadar büyümüştü. Acilen ameliyata girdi ve hayatı kurtuldu.

Genç doktorun şakayla karışık o hareketi yapmasın hastanın canını kurtarmıştı. Bu sefer şans yaşlı adamın yanındaydı.

3.Beyin kemiren amiple mücadele

Korkunç baş ağrıları ve dayanılmaz mide bulantıları gelmeden bir gün önce 12 yaşındaki Kali Hardig, mutlu bir şekilde parkta oyun oynuyordu. Hastalık başladığında hemen doktora götürdüler. Doktor tahlil yaptı ve çocuğun beyninde bir parazitin yaşadığını söyledi. Muhtemelen kirli bir su kaynağından kapmıştı. Burnundan vücuda girip, nefes çektikçe beynine doğru yürümüştü. Ardından beynini yavaş yavaş kemirmeye başlamıştı bu yaratık.

Yüzde 99 oranında hastanın öleceğini söylemişti doktor. Ama bu hastalıktan kurtulan 2 kişi de vardı.

“Tahmini 2 gün içinde ölebilir” demişti doktor Matt Linam.

Herkes acı sonu beklerken Arkansas Hastanesi’nden doktorlar duruma el attılar ve onay verilmemiş bir tedaviyi başlattılar. Küçük kızın bedenine antibiyotik ve mantar önleyici ilaçlar pompaladılar. Bu ilaçlar Almanya’dan gelen ve bakanlık tarafından onaylanmamış ilaçlardı. Vücut ısısını 33 dereceye düşürüp, koma durumuna soktular. Böylelikle beynindeki şişlik azaltılmış oldu. Fakat bunun yanında böbrekleri çalışmadığı için diyaliz makinasına soktular ve vücuttaki kan dolaşımını artırdılar.
[post_ad]
8 haftalık bir tedavi sürecinden sonra küçük kız iyileşmeye başladı. Yine de ailesi üzgündü. Aradan biraz zaman geçtikten sonra parmaklarını hareket ettirmeye başladı. O zaman anlaşıldı ki hala umut var. Yapmaları gereken şey biraz daha sabretmekti. Neticesinde minik kız hayata sımsıkı tutundu ve bu yaşam mücadelesini kazandı.

Doktorlar hala küçük kızın nasıl hayatta kaldığını bilmediklerini söylediler. Onun gibi gelen başka hastalarda da aynı ilacı kullandıklarını fakat diğerlerinin tedaviye cevap vermediklerini söylediler. Kızın annesi ise ”Tanrıya inancımızı hiç yitirmedik. Kali’nin orada olduğunu biliyorduk. Mucizelere inanmazdım, ta ki başıma gelene kadar”.

4. 45 dakikalığına öldü

Ciddi anlamda ölmüştü. Ameliyat masasında müdahale edilip hayata döndürdüler.

42 yaşındaki Ruby Graupera sezaryen ile doğum yapıp, güzel bir bebek dünyaya getirmişti. Çocuk da kendisi de sağlıklıydı. Tam ameliyathaneden çıkıp odasına götürürlerken aniden fenalaştı ve bilinci kapandı. Kalp krizi geçirdiği anlaşıldı.

Nefes alamıyordu. Doktoru acil müdahale edip entübe etmeyi başardı. Ardından nefes yolu biraz olsun açılmıştı. Hayati tehlikesi sürüyordu. Kalp atışları stabil değildi. 2 saat boyunca hayata döndürmek için uğraştılar fakat kadın yanıt vermiyordu. Son 45 dakika ise kalp tamamen durmuştu.

En sonunda tam vazgeçip ölüm zamanını not almaya başladıklarında kalbin atmaya başladığını gördüler. Adeta bayram havası yaşanıyordu. Kadın resmen ölüp, hayata dönmüştü.

Sonunda kalp krizinin sebebi belli oldu. Rahimden sızan amniyotik bir sıvı nasıl olduysa damara girip, kalbe giden yolda ufak bir hava boşluğu oluşturmuştu. Bu da kan akışını kesmişti.

Doktoru bunun kesinlikle bir mucize olduğunu söylediğinde ailesi daha da sevinmişti.

“Tanrı kesinlikle beni seçti ve bana ikinci bir şans verdi” demişti kadın.

5. Kendini iyileştiren kalp

Günlerdir kusuyordu. Ama bu sıradan bir kusma değildi…

23 yaşındaki Michael Crowe yatakta yatarken donup kalmıştı. Ciddi anlamda donup kalmıştı çünkü gözleri tek bir noktaya bakıyordu ve hiç tepki vermiyordu.

Hemen acile kaldırıldı. Kalbinin yüzde 25 oranında kan pompaladığı anlaşılmıştı. Bu arada bir saat içinde daha büyük bir hastaneye kaldırıldı. Burada yapılan testlerde ise kalbin pompalama oranının yüzde 10’a düştüğü görülüyordu. Vücudundaki bir virüs kalbin tam olarak çalışmasını engelliyordu. Organ nakli yapılması gerekiyordu.

Kalbin yapay olarak çalışması için hemen makineye bağladılar. Durumu gittikçe kötüleşti.

Yeni bir kalbe ihtiyacı vardı. Kalp bulunsa bile şartlar uygun olmadığı takdirde nakil işlemi gerçekleşemeyecekti. Beklenen kalp birkaç hafta sonra bulundu. Yapılan testler sonucunda genç adamın kalbinin enfeksiyon kaptığı ve nakil işleminin yapılamayacağı görüldü.

Tüm bu tartışmalar sürerken Michael’ın kalp atışlarının biraz hızlandığı fark edildi. Doktoru hemen bir test yaptı ve kalbinin sol tarafının düzgün bir şekilde çalıştığı görüldü. Bu tıbbi açıdan bakıldığında bir mucizeydi. Birkaç gün içinde kalbin sağ tarafının da aynı şekilde iyileştiği görüldü. Kalbin kendisini tedavi ettiği şeklinde yorumlanmıştı bu olay.

kaynak: www.rd.com