Game Of Thrones’tan Öğreneceğimiz 5 Hayat Dersi

Game Of Thrones’u izlemediyseniz bile onu sürpriz sonlarından ve içerdiği çıplak içeriklerden duymuşsunuzdur, fakat sadece bununla kalmıyor çok daha derin konular içeriyor.

Bu 5 konuyu şöyle açıklayabiliriz;

Kılıcın keskinleşmek için biley taşına nasıl ihtiyacı varsa Aklında keskinleşmek için kitaplara ihtiyacı vardır.

- Tyrion Lannister

1. Hayat mükemmel değildir

Birçok fantastik hikaye mutlu sona bağlanır, fakat bu Game Of Thrones’ta geçerli değil. Yazar epik bir dünya yaratmış, ama kesinlikle hikaye kısmında realist davranmıştır. Ejderhalar ve akgezenler hakkında konuşmuyorum tabii ki. Alışılagelen mutlu sonlu hikayeleri bir kenara bırakarak bomba gibi bir hikaye yaratmıştır.

Gerçek hayatta karşımıza nelerin çıkacağını bilemeyiz. Ama normal hikayelerde az çok tahmin ederiz. Game Of Thrones’ta olaylar çok farklı şekilde yürüdüğü için tahmin etmemiz epey güç oluyor. İyi adamlar her zaman kazanamıyor ve kötü adamlar her zaman acı veren şekillerde ölmüyor. Aslında bu hikayede kötü adamlar genelde kazanıyor. Gerçeğe uygun ilerleyen bir hikaye yani.

2. Olay tamamen nerede durduğunuzla alakalı
[post_ad]
Game Of Thrones aslında tek bir olayı anlatıyor: Taht kavgaları. Bu hikayeyi de birçok karakterin gözünden anlatıyor. Olaya farklı açılardan yaklaşabilmeyi hedefliyor. Bir olay bir karakterin gözünden başka görünürken, farklı bir karakterin gözünden bambaşka görünebiliyor. Bizim açımızdan baktığımızda Eddard Stark bir kahramanken, Daenerys Targaryen’in gözünden ailesini yok etmiş bir katil olarak görünüyor. Yabanıllar bir çok kişi tarafından vahşi bir topluluk olarak görünürken, Jon Snow ve Mance Ryder için özgür bir halkı ifade ediyor. Batının lordları, Yedi Krallık’ın onların herşeyi olduğunu düşünüyorlar fakat Quart’taki zengin tüccarlar için Yedi Krallık pek bir şey ifade etmiyor. Bakış açısının değişmesi hikayeyi bambaşka yerlere çekebiliyor.

3. İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğü önemli değil

Game Of Thrones, ezilen itilip kakılan bir sürü karakterle dolu. Tyrion cüce, Jon piç, Bran kırık, Davos soğan şövalyesi, Brienne çirkin vb. Bu liste böyle uzar gider. Karakterlerin böyle ezik olmasına rağmen bütün hikaye bunların üzerinden devam eder. Geri planda tutulmazlar. Karakterler eksik olduğu konuları, başka kabiliyetlerini kullanarak kompanse etmeye çalışırlar. Bran sakatlığını Warg’a dönüşüyor, Brienne kendini savaş sanatında geliştiriyor, Tyrion ise keskin zekasını kullanıyor.

4. Diğerlerini anlamak ve merhamet göstermek

İnsanlar hakkında hızlı karar vermek çok kolaydır. Onun bir hareketinden hemen notunu veririz. Onu dinleyip yorum yapmak yerine kafamızda bir çok şeyi anında bitiririz. Game Of Thrones’ta da karakterler böyle kararlar verebiliyor. Ama biz dışarıdan izlediğimiz için karakterin neden o kararı verdiğini biliriz. Örneğin tüm bu hareketlerinin diğer insanlar tarafından ne kadar kötü karşılandığı bilinse de Cersei’nin, çocuklarının iyiliği için bunca kötülük yaptığı görülüyor.

5. Yaşanılan her saniye değerlidir

Valar Morghulis… Tüm insanlar ölmeli…

Game Of Thrones’un bizlere öğrettiği en sağlam şeylerden biri de ölümün her an gelebilecek olması. Her an bir yerlerde bir karakter ölebiliyor. En soylu lordlardan, kimsesiz çocuklara kadar. Gerçek hayat da böyle, kimin ne zaman öleceği asla belli olmuyor. Bizlere yaşadığımız her anın ne kadar değerli olduğunu öğretiyor. Her ne şekilde olursa olsun ölüm bizler için bir gün gelecek. Yarın da olabilir, 50 sene sonra da. Hayatın keyfini çıkarın, neleri yapmak istiyorsanız yapın. Çünkü hayat gerçekten çok kısa.

Bilgi Erdemdir - Kişisel Gelişim Sitesi

Kaynak: Lifehack.org