Ruhani Öğretmen Olmanın 3 Anahtarı

Gerçek kurtuluş, insanın iç dünyasında saklıdır. Herkes bu dünyayı gerçekte farklı algılar. Yaşamın penceresinden her hikaye size farklı hisler yaşatır.

 Hepimizin iç dünyası parmak izimiz gibi eşsiz ve farklıdır. O yüzden gerçekten size ulaşacak en doğru kapıyı siz biliyorsunuz. Hepimizin boynunda hayatımızın doğru kapısını açacak anahtar var.

Birinci Anahtar
Kendini bil; yaşamının gerçek sahibi ol. Ne okuduğunun ve ne olduğunun bir önemi yok. Önemli olan kendini anlayacak hissiyatı yakalamak.

Kim olduğunu fark et. Kaygılarının ve korkularının arkasında egon var. O senin iç dünyanın yapay bir yansıması. Gerçekte iç dünyanda korku ve kaygı yok. Orada huzur ve sakinlik var. Kendini yaşa; bunu en çok çocukken yaşarız. Hayallerimiz ve tutkularımız vardır. Samimiyet ve mutlu bir ruh hali ile yaşarız.

İkinci Anahtar
Gerçeği gör; bir bütünün parçalarıyız. her şey birbiri ile bağlantılı. Tüm insanlar ve diğer her şey bir bütünün parçalarıdır. Kuantum teorisine göre her şey birbiri ile dolaşık şekilde... Düşün; varsayalım dün kızdığın ve üzdüğün insan aslında tamamen seninle bağlantılı ve senin atomların onunla bağlı. Herşeyin içinde biraz sen varsın. Senin içinde her şeyden biraz var.

Bu bütünlüktür. Sevmediğin ve ittiğin her şey sana bir şekilde döner. Onun için gerçeği anla sen bir bütünün parçasısın ve her şeyle bağlantılısın.
[post_ad]
Üçüncü ve Son Anahtar
Sadece iki seçeneğin var; Evet bu hayatta çok seçeneğimiz varmış gibi duruyor. Ama aslında yok. Sadece ve sadece iki seçeneğimiz var. Ya iyiliği ve sevgiyi seçeriz. Ya da kötülüğü ve nefreti seçeriz. Dervişin hikayesi bunu anlatır.

Eski zamanlarda dervişin biri, bir kasabaya gider. İnsanlara iyiliği ve güzelliği anlatır. İnsanlar dervişi çok sever. Gel zaman git zaman kasabanın ileri gelenlerinden biri dervişin bu kadar söz sahibi olmasını kendine yediremez ve bir katil tutar. Derviş yine insanlara öğüt verirken katil dervişe bıçakla saldırır. Son anda duruma fark eden derviş ileri atılır ve katil ancak dervişin bacağını hafifçe yaralayabilir. Ahali hemen duruma müdahale eder ve katili yakalarlar. Derviş kasabadakilerin yardımıyla ayağa kalkar elinde bıçakla, katilin yanına gelir. Ahali sıkıca katili tutmaktadırlar. Derviş katile gülümser ve sarılır. "Affet der kusurum varsa affet. Hangi sözümle kırdıysam seni, affet ve hakkını helal et". Herkesin şaşkın bakışları arasında bıçağı katilin kuşağına geri koyar. Bırakın der ahaliye... Katil, dervişin ayaklarına kapanır ve der ki "ben senin sadık bir hizmetkarınım artık. Beni yanına kabul et."...

Bu hayatta her olayda sadece iki tane seçeneğin var. Sevgi veya nefret. Unutma seçim sana ait başkasına değil...